RapidShare BağlantılarıPart1:
http://rapidshare.com/files/94903228/damlaya_damlaya_deniz_olur_www.oyun-arsivi.com_sanal180.part1.rarPart2:
http://rapidshare.com/files/94911082/damlaya_damlaya_deniz_olur_www.oyun-arsivi.com_sanal180.part2.rarPart3:
http://rapidshare.com/files/94917555/damlaya_damlaya_deniz_olur_www.oyun-arsivi.com_sanal180.part3.rarPart4:
http://rapidshare.com/files/94922207/damlaya_damlaya_deniz_olur_www.oyun-arsivi.com_sanal180.part4.rarPart5:
http://rapidshare.com/files/94925315/damlaya_damlaya_deniz_olur_www.oyun-arsivi.com_sanal180.part5.rarPart6:
http://rapidshare.com/files/94927728/damlaya_damlaya_deniz_olur_www.oyun-arsivi.com_sanal180.part6.rarPart7:
http://rapidshare.com/files/94929124/damlaya_damlaya_deniz_olur_www.oyun-arsivi.com_sanal180.part7.rar
Oyun HakkındaGerçi tarih derslerinde Malta adasını mesken tutan şövalyelere karşı kazanılmış zaferlerimizi de öğrendik ancak özellikle İnebahtı Savaşı ve sonrasında yaşanan gerek askeri gerek sivil denizcilik faaliyetleri, dört yanı deniz cennet memleketimizi karaya mahkum eden, denizden uzaklaştıran etkenler oldular. Günümüzde, bazı sivil girişimcilerin ve amatör denizciliğin ülkemizde yaygınlaştığını ve popülerleştiğini görüyoruz, bir önceki kuşağın bıçkınları, Sadun Boro'ların efsaneleriyle büyüdükten sonra geldiğimiz nokta ise, cennetten birer köşe olan koylarımızın tamamını marina yapmak oldu. "Acaba", diyor insan "gelişmese miydi bu amatör denizcilik."
Tam da dün (30 Eylül, Pazar) İnstabul'da "denizin formulası" yarışları yapılmışken, Ship Simulator oyununu incelemek, üstelik de memleketin sivil denizciliği ile ilgili bir "iç çekmek" de bana nasip oldu. Mutluyum
Serinin ilk oyunu, SS2006 idi. 2006'yı ilk kez, raslantı eseri satın aldığım bir bilgisayar dergisinin promosyon DVD'si içindeki demosundan görüp deneme fırsatım oldu. Uluslararsı popülerliği kısıtlı bir oyun, neticede büyük bir aksiyon yada heyecanlı bir macera sunmuyor. Simülasyon oyunlarını doğası gereği biraz daha durağan olan yapısı sanki popülerliğini gölgelemiyormuş gibi, çok fazla adrenalin sunmayan bir alanda simulasyon yaptığı için, hepten atıl kalıyor. Bundan ötürü 2006 sürümünü bir türlü temin edip deneme fırsatım olmamıştı.
Geçtiğimiz ay, yine raslantı eseri aldığı başka bir dergide 2008'in çıktığını öğrenmek benim için sürpriz oldu. Bu defa oyunu sıcağı sıcağına yakalamıştım, hemen "bir şekilde" temin edip oynamalıydım. Öyle de yaptım.
2006'nın tam sürümünü oynayamadığım için iki oyunu karşılaştırmam mümkün olmayacak. Demo ile karşılaştırma yapmak da biraz kısır olacak. Bu yüzden bu incelemede 2008 sürümünün "yekpare" yorumunu sunmayı tasarlıyorum.
SS2008, bir denizcilik simülasyonu. Oyunda, farklı görevler doğrultusunda farklı boy ve tonajlarda deniz aracının kumandasını üstleniyor ve binbir zorluk ve yorucu uğraşıdan sonra tonoz bağlayıp limana borda etmeye uğraşıyoruz.
İlk oyunda yer alan Rotherdam, Hamburg ve New York limanlarına, 2008 versiyonunda Southampton, San Fransisco ve Marsilya limanları eklenmiş. Farklı hava koşullarının farklı deniz araçlarını farklı şekillerde etkilemesi söz konusu, bu oyunda bu etkiye limanlar arası iklim farklılıklarından kaynaklanan etkiler de yansıtılmaya çalışılarak gerçekçilik seviyesi artırılmak istenmiş. Tahminim odur ki Marsilya limanındaki doğu-batı yönlü Akdeniz akıntılarıyla San Fransisco'nun kuzey-güney yönlü okyanus akıntıları farklı hava koşulları yaratacaktır; ancak ne Marsilya'da ne de San Fransisco'da gemi yüzdürmüşlüm var, bu yüzden çok da iddialı olamıyorum.
Tam da yerinde söyledim sanki: Daha önec Marsilya'da yada San Fransisco'da yüzmedim, doğru, ancak SS2008 bana bu fırsatı veriyor! Tabi gerçekçilik seviyesinin sınırlarını zorlamak konusunda tercihleri değişik. Oyun çok düşük profilli bir yapımcının elinden çıkma, bu yüzde prodüksiyon bütçesinin hayli kısıtlı olduğunu söylemeye gerek bile yok. Bundan ötürü, teknik özellikleri yer yer can sıkıcı yetersizliklere mahal veriyor. Tek düze kaplamalar çevredeki nesnelerin kartondan çizgifilm grafikleri gibi durmasına sebep olmuş. Kullandığımız gemiler hariç hiç bir nesnede parlaklık yada ışık yansıması gibi detayları göremedim. Deniz suyunun şeffaflığının AA ile ne kadar gerçekçi olup olmadığını ise kontrol edemedim, çünkü oyun yüksek çözünürlüklü bir AA performansı için 2GB'lık bir sistem belleği istiyor. Doğrusu, benim bilgisayarım henüz bu kadar güçlü bir belleğe sahip değil. Ancak oyunun tamamından aldığım izlenim, bu şeffaflık işinin de pek kotarılamadığı yönünde.
Ancak oyuna asıl gerçekçilik hissi veren, fizik motoru ve modellemelerdeki başarısı. Bu oyunda ne tür "motion capture" tekniği kullanıldı bilmiyorum, ancak küçük gemilerin yandan dalga almaya verdikleri tepkiler monitör başında midemin tutmasına sebep oldu. Üstelik, dümenin bulunduğu yerin geminin iskele yada sancak tarafına daha yakın olmasına göre, geminin farklı yerlerden aldığı dalgalara dümenin verdiği tepkiler bile farklı kodlanmış. Gerçekten son derece başarılı buldum bu programcılığı.
Resmi sitede, oyuna yeni ekelenen gerçekçi hasar modellemesinden söz edilyor. Hasarın fizik motoruna etkisinin gerçekçiliği tamam da, grafik yetersizliklerden ötürü, küçük küçük pixellerin havada uçuşması ne kadar gerçekçi bir "kaza modu" sunduğu konusunda beni şüpheye düşürdü.
Oyunun en vurucu yeri, simülasyon özellikleri, yani çarkçılık. Bu konuda bazı eksiklikler gözüme çarptı. Öncelikle, oyunda çok bariz bir arcade havası var. Geminin denize verdiği tepkiler neyse de, dümene verdiği tepkiler çok ani ve geçiler de sert olmuş. Dalga yememek için bir tarafa çark etmeden önce iki defa düşünmeniz gerek, hafif bir çark hareketi bile geminin sallana salana dönmesine sebep oluyor. Tüm bunlara rağmen, oyunda meşhur deniz faciası "Titanik"i de kullandığımızı düşünürsek, Titanik ile römorkör çekici bir motorun kullanma farklılığını iyi yansıttığını söyleyebilirim.
Oyundaki sesler konusunda ne düşüneceğimi bilemedim. Oyunda müzik istiyorsanız eğer, sizi şimdiden uyarayım, yapımcılar çok gerçekçi sesler eklemiş oyuna ama tek bulabildiğiniz martı sesleri. Vapur düdükleri, dalga sesleri, liman gürültüsü için bu oyunu oynadığımızı düşünürsek, çok da müzik arayacağımızı sanmıyorum. İlle de müzik diyenler, iPod'larına "fış fış kayıkçı" yada "row row row your boat" mp3'lerini yükelyerek, oyun esnasında kısık sesle iPod dinleyebilirler.
Bitirirken ekleyeyim, oyuna yeni eklenen özellikler arasında bir de serbest mod bulunuyor. Burda dilediğimiz limandan dilediğimiz gemiyi alıp, gönlümüz çekitğince açılmamız ve başka bir limana gitmemiz mümkün. Üstelik, 2006'dan farklı olarak istediğimiz her yere çıpa atıp tonoz bağlayabiliyoruz. Marsilya'da Güney Fransa sahillerindeki harika koyları şöyle bir gezip görmek isteyenler için biçilmiş kaftan.
Ship Simulator 2008, belki "hardcore" oyuncuların beğenecekleri bir yapım değil, sunduğu simülasyon öğeleri serini ikinci oyunu olmasına rağmen çok başarılı değil, üstelik grafikleri de çağın gerisinde. Ancak siz de benim gibi deniz aşığıysanız ve marinaların yanından geçerken o yelken direklerine, cundalara iç çekerek bakıyorsanız, Ship Simulator 2008'i denemenizi tavsiye ederim. Ancak simülasyondan hoşlanmayanlar, denizi sevmeyenler ve gelişmiş özellikler sunmayan oyunlara tahammül edemeyenler bu oyundan uzak durmalı, zira 40€ civarındaki yüksek fiyatıyla el yakıyor.